Yaz rehavetinin çökmesi ile oyun piyasası hafif bir durgunluğa düşmüş durumda şu günlerde, herkes heyecanla sonbaharda gelecek yeni oyunlar furyasını beklemekte iken, fırtına öncesi sessizlik günlerinde az da olsa bir kaç yaprak kıpırdatacak rüzgarlar esmiyor değil. Günümüz eğlence sektörü pazarlama stratejilerinden birisi de artık gösterime giren filmlere bir de oyun çıkartmak haline geldi ki bu yeni bir şey değil, filmi yapılan oyunlar nasıl sinema açısından bakıldığında genel izleyiciyi tatmin etmeyip sadece oyunu severlere yönelik oluyorsa oyunu yapılan filmler de büyük yatırım, özveri ve zaman harcama ile yaratılan diğer oyunların yanında sönük kalıyor ne yaparlarsa yapsınlar. Hak vermek lazım yine de, ne de olsa devamı gelecek, sürekli online oynanıp kendine has bir kitle oluşturacak yapımlar değil bu tür oyunlar ve yapımcıları da bunun farkında, haliyle başka oyunlar ile karşılaştırmak çok doğru kaçmaz. Ancak bazı oyunlar yine de bu kısıtlamaları ve dogmaları aşıp kendine iyi kötü yer edinebiliyor. Animasyon dünyasının Pixar ile beraber dev isimlerinden birisi olan Dreamworks, eğlenceli bir film olan Kung Fu Panda’yı gösterime sunmuştu geçtiğimiz günlerde ve çok geçmeden oyunu da piyasaya çıktı. Bakalım Kung Fu Panda oyun olarak diğer film ve piyasa oyunları arasından nasıl geçiyor.


Beenox ve Activision temiz çalışmış, anlaşılan bütçeleri sıkı tutulmamış ve zamanlaması iyi planlanmış yahut yapımcılar çok zekice taktikler benimsemişler, bu kısmını bilemiyorum. Öncelikle söylemem gerekir ki platform oyunlarının çok hastası değilimdir, MicroGenius ile herkes deliler gibi Mario oynadığı günlerde bile küçük yaşta bir çocuk olmama rağmen hiç ilgimi çekmezdi, insanların sıkılmadan muhabbetini yaptığı Prince of Persia’yı toplamda oynadığım süre 1.5 dakikadır. Konsol oyunlarına karşı olan antipatim de büyük ihtimalle bana platform oyunlarının oynanış ve görünümünü hatırlattığı için olsa gerek. Hatta Assassin’s Creed oynarken bile bayrak toplama olayını ilk defa görünce “bu ne ya platform oyunu gibi” tepkisini vermiştim. Korkmayın kişisel zevklerim bir oyunu profesyonelce incelememin önüne geçmeyecek, mümkün olduğunca tarafsız oynadım çünkü. Kung Fu Panda prodüksiyon kalitesi yüksek olan, temiz ve uğraşılmış grafiklere sahip, aksiyonu bir dereceye kadar derinlik taşıyan bir oyun. Yalnız tek bir sorun var, filmi izlediyseniz (ki film oyunlarının ana hedef kitlesi filmi izleyenlerdir) size yeni bir şey sunmuyor, ve filmi izlerken harcadığınız sürenin en fazla iki katını sunuyor size (zorluk seviyesine bağlı olarak) ve oynamak için filme ödediğiniz paranın yaklaşık beş katını alıyor sizden.

Animasyon filmlerinin hedef kitlesi hep muamma olmuştur, bir yandan “çizgi film” diye basitçe yorumlanarak genç ve çocuk kitle için denir, bir yandan oyuncular yerine animasyon karakterler çekilmiş, normal bir filmden farksız, eğlenmek isteyen herkes için denir ve ortada hep bir kararsızlık olur. Hedef kitlesinin kim olduğunu yapımcılarının bile kesin olarak bilemediği bir filmin oyunu da haliyle hedef açısından sorun yaşayabiliyor. Kung Fu Panda ise genç ve çocuk kitle için olduğunu itina ile sergilemekte. Kendini oyuncu olarak tanımlayan insanlar bu oyunu görmezden gelebilir, düzenli olarak oyun oynayan birisi için yavan kaçacaktır çünkü. Sudden Strike 3’te tek bir göreve 6 saat harcadıktan sonra 2.5 saatte bitirmeye yaklaşmam oyunun kısalığını kanıtlayacaktır, zorlayıcı bir yönü bulunmuyor ve oyunu bitirince o normalde yaşanan başarı hissini uyandıramıyor. Kung Fu Panda genç zihinlere hitap eden bir film ve oyunu da aynen öyle, ESRB derecelendirmesine göre 10 yaştan büyükler için dense de filmi sevmiş herkes oynayabilir.

Kahramanımız Po isimli bir pandadır, babasının restoranında çalışan tatsız bir hayatı olan Po büyük bir Kung Fu ustası olmayı hayal etmektedir, karşımızda klasik bir kül kedisi sendromu mevcut. Toplum tarafından uygun olmadığı, olamayacağı bir konuma, karaktere özenen sıradan ve hatta fiziksel olarak yetersiz bir bünyenin kendini aşma öyküsü. Dreamworks demiştik değil mi? Aslınd Disney yapımı olsa kimse garipsemezdi eminim. Masum ufak tefek tavşanları kötü kalpli domuz ve timsah gibi “kötü” hayvanlardan kurtarıp bir yandan altın toplarken bir yandan kung fumsu bir dövüş tekniği ile Po’nun doğal yeteneği olan göbeğini ve cüssesini kullanarak ilerliyoruz, ve elbette ara sıra çıkan Boss’ları alt etmeye uğraşıyoruz. Hikaye, anlatımı ile esprili olması hedeflenmiş ama sanki seslendiren ve yazanlar bile buna inanmamış olacaklar ki bu alanda büyük bir ruhsuzluk var. Film oyunlarındaki zorlama hissi maalesef karşımıza çıkıyor bir kez daha. Sahnelerin büyük bir kısmı filmden olsa da oyun için yaratılmış mizansenler de çıkıyor karşımıza. Asıl amaç ise dünyayı ele geçirmeyi planlayan klasik kötü adam karakteri Tai Lung’u alt etmek ve Ejderha Savaşçısı olmak. Sonra da mutlu son.

Pençeleri ile tekli atakların yanı sıra combo saldırılar yapabiliyor, hakkını vermek lazım, free-form olmayan bir dövüş sistemi için başarılı. Fazla sıkılmıyorsunuz ve hareket çeşitliliği tatmin edici derecede. Ara sıra rastladığınız silahları kapıp kullanabiliyorsunuz ve uzak doğu dövüşlerinin vazgeçilmezi olan Ki enerjinizi özel ataklar için kullanmak mümkün, tabii bunlardan ciddi ve görkemli şeyler olmasını bekleyemeyiz, daha çok eğlenceli, biraz da abuklar, bir Panda’nın Ki kullanarak yerde yuvarlanarak düşmanlarını sektirmesi çok da garip değil zaten. Oyun içinde topladığınız altınlarla ve özel objeler ile ekstra kostümler alıp çeşitli resimleri açabiliyor, Po’nun özelliklerini yükseltebiliyoruz.

Çocukların hedef alındığı oyunlar için yapımcıların tam da istediği şey budur ama Kung Fu Panda gibi olsa keşke hepsi. Aksiyon komplike değil ve ilerlemesi kolay, en başından oyuna hızlı bir giriş yapılıyor, az da olsa bir derinlik, dahasını isteyenler için var. Bölümlerde ana görevler dışında beş tane şundan topla git şunu kurtar gibi yan görevler, ve oyunun lineer olmayan çizgisinde görmeden es geçebileceğiniz ve isterseniz dönebileceğiniz bölgeler ve toplayacak bol bol altın ve çeşitli objeler var. Bir yandan platform ilerlemesi bir yandan dozunda dövüş ve aksiyon oyunun kendini tekrarlamasını iyi kötü engelliyor. Dileyenler için Shifu Usta ve filmdeki diğer dövüşçüler olan Maymun, Kaplan, Yılan, Turna ve Peygamber Devesi karakterlerini kullanmak mümkün, hangi dövüş stillerini kullandıklarını söylemeyeceğim, kendiniz bulun, sürpriz olsun.

Mükemmel değil, ama hoşa giden yönleri bol. Işıklandırma efektlerinin kalitesi yüksek, dövüş animasyonları akıcı, grafikler çizgi film/animasyon havasını veriyor ama tabii PC den çok tam bir PlayStation oyunu olmuş. Kontroller klavye ile oynamak için geliştirilmemiş burası gerçek, alışmakta zorlanmasanız da ideal oynanabilirlik için ayarlar ile oynamak kaçınılmaz, üçüncü şahıs kamera açısı ile oynadığımız için kamera geçişleri bazen engellerin/objelerin arkasına geçip biraz sinir bozucu olabiliyor ama bu artık alıştığımız ve yapımcıların bir türlü çözüm bulamadıkları bir şey olduğu için eksiden saymıyorum pek. Deneyimli oyuncuların gözünden kaçmayacak bazı benzerlikler var başka oyunlar ile. En göze batanı Prince of Persia/Assassin’s Creed usulü duvarlara tırmanmak ve çıkıntılardan sarkarak ilerlemek, kameranın böyle bir yere geldiğinde uzaklaşıp değişmesi tam PoP. Ayrıca ikinci bölümden itibaren karşımıza çıkan engeller var arasından geçmeye çalıştığımız devasa çekiçler, dikenli ve can yakıcı dev kolonlar gibi. Şu anki PC standartlarında grafikler beklemek hata olur, daha düşük FPS ve değerler var genelden ama sırıtmıyor. Seslendirme filmdeki ile aynı, haliyle kalitesi yüksek ve hedef kitleye uygun. Objeler ile etkileşime girebiliyoruz, fizik motoru çoğu platform oyunundan daha iyi.

0 yorum:

Yorum Gönder