Savaş başlığı deyince aklınıza ne geliyor? Hem patlayıcı hem de yanıcı özelliği olan bir nesne. Savaş başlığı demek, az ve öz bir biçimde yıkım demektir. Bunu anlamak, geçen senenin en sağlam ve en çok sükse yapan FPS oyunlarından birisi Crysis’in devamı olarak yapılan ve ilkinden bağımsız olacak Crysis Warhead’i anlamak için önemli bir husus. Hatırlatmakta fayda var, Crysis Warhead, doğrudan Crysis’in bıraktığı yerden başlayan bir devam oyunu değil, hatta Crytek CEO’su Cevat Yerli’nin söylediği üçlemeden birisi hiç değil. Warhead, Crysis’in yardımcı karakterlerinden birisine odaklanan bir yan hikâye. Bu karakterin adının Psycho oluşu, oyunda neler ile karşılaşacağımız konusunda biraz ipucu vermiyor değil.

Crysis, tek kelime ile (tamamen milliyetçi duygulardan yoksun bir biçimde) “güzel” bir oyundu. Çıkmadan aylarca önce ortalığı kasıp kavurmaya başlamış, merakımızı çekmiş ve en sonunda çıkması ile dünya çapında ün ve beğeni kazanmıştı. Tek sorun oyunu layığı ile oynamak için bilgisayarınıza ufak bir servet dökmeniz gerekiyordu, bugün bile çıkan son teknoloji ürünler zar zor kaldırabiliyor Crysis’i. Crytek bir süreden beri güçlü CryEngine 2.0 üzerinde çalışmakta, yoğun bir biçimde optimize etmekle uğraşıyor Yerli ve ekibi, bu sefer amaçları aynı grafik derinliğine ve kalitesine sadık kalarak oyunun genel kare hızını %10-20 arasında arttırıp hızlandırmak. Oyun çıktığında, grafik ve performans ayarları yüksek (high) olarak ayarlanarak 700-900 dolarlık sistemlerde sorunsuz çalışabilecek deniyor. Bu kısmı ne derecede gerçekleşecek merak konusu.


Dönelim oyuna, 2007’de çıkan Crysis’in en çok ilgi toplayan yönlerinden birisi, size bir bölümü geçmek için kendi yolunuzu yaratma imkanı sunmasıydı. Etrafa ateş ve yıkım saçarak Battal Gazi usulü ilerleyebilir (ki oyun daha çıkmadan bir düşmanı tutup öbürünün üzerine fırlattığı görünce Nomad’in “aha Battal Gazi” demiştim) ya da daha sinsi ve sessiz bir yöntemi tercih edip kenardan köşeden dolaşıp düşmanları tek tek indirerek ilerleyebilir, en olmadı kimi kısımları koştura koştura arkanıza bakamdan es geçerek ana görevleri tamamlayacak şekilde ilerleyebilirsiniz. Bu şekilde oldukça fazla sayıda değişik oynanışı kullanarak bitirebileceğiniz bir oyun demek Crysis, EA ve Crytek yakında çıkacak olan bağımsız Warhead eklentisi ile bu formülü aynen kullanmayı planlıyor. Oyundan ufak bir kuple göstermeyi lütfetti Crytek, ilk izlenimlere şöyle bir göz atalım şimdi.

Bir çok açıdan Warhead, Crysis’den farklı bir oyun aslında. Warhead’in nasıl bir oyun olduğunu merak ediyorsanız Crysis’i alın ve aksiyon oranını arttırın. Bu oyun biraz daha erkeksi bir FPS olacak gibi, devasa silahlı çatışmalar ve patlamalar bakımından oldukça zengin. Hatta, ilk Crysis oyunu için buna nazaran daha akıl gerektiren bir deneyimdi diyebilirim.Crysis, tam bir kedi fare oyunu idi tropik bir ormanda geçen, Warhead ise o ormana havaya uçurmak ile ilgileniyor. Warhead, selefi ile aynı zaman çizelgesini takip etmekte, bu sefer Nomad olarak değil, Çavuş Michael Sykes, nam-ı diğer, Psycho olarak oynuyoruz. Kendisi ilk oyundaki kahramanın kankası olan İngiliz aksanlı iri yarı komando arkadaş, Crysis’in ortasında kendi başına bir yol seçip ekipten ayrılarak hareket ediyor, ve oyunun sonunda tekrar çıkıyordu, hatırlarsanız bir uçak gemisinin uçuş güvertesinde ele geçirilmiş bir uzaylı savaş makinesi ile birlikte buluyorduk kendisini. Psycho’nun başından neler geçti ve nasıl oldu da öylesi devasa bir ganimete kondu? İşte bunlar Warhead’in hikayesini oluşturan şeyler. Yapımcıların dediğine göre Psycho’nun yaptıkları, en az Crysis kadar uzun bir oyun olacak. Warhead, asıl oyundan kesilerek özel olarak yapılan tek seferlik bir oyun olduğu için de, uygun ve doğru bir sona sahip olacak, en azından yapımcılar bunu iddia ediyor.

Crysis bir milyondan fazla satmış olabilir, ve bir çok ödülü de kapmış olabilir, ancak Cevat Yerli bu konuda şunları söylemekte: “Geliştirme ve iyileştirme yapılabilecek bir çok alan var daha ve Warhead ilk oyunla ilgili gelen şikayetlerin bir kısmını gidermeye yönelik olacak. Bazı oyuncuların, oyunun sonu ile ve bazı kısımların doğrusallığı ile ilgili sıkıntıları oldu, bir kısmı da çevre ile daha fazla etkileşimli olmasını istedi. Warhead ile bunları hesaba katarak daha erişilebilir ve revaçta olacak bir şeyler yapmayı hedefliyoruz.”

Warhead’in Skyes hakkında olacak olması, daha iyi bir hikaye anlatımı getirilmesine yardımcı oluyor. Crysis’de kahraman kimliği pek öne çıkmayan, yüzü görünmeyen bir askerdi, ve oyundaki her şey birin şahıs gözünden görülüyordu. Warhead için tasarımcılar daha standart üçüncü şahıs ara görüntülerine doğru bir kayma düşünüyor ve bu ara sahneler Skyes’ın göründüğü şekilde olacak. Skyes’ın oldukça renkli bir karakter olduğunu da unutmamak lazım. Yontulmamış bir elmas olarak betimliyor oyunun kıdemli tasarımcılarından Bernd Diemer kendisini. Bir şeyleri havaya uçurmayı seven bir adam, Hatice ile fazla uğraşmayıp, doğrudan netice ile ilgilenen ve bu işlemi de hızlı tutmayı seven bir adam, düşünmeye, şüpheye ve konuşmaya fazla vakti yok deniyor onun için. Oyunun adı da işte buradan çıkıyor, patlayıcı, agresif ve doğrudan bir karakter olan Psycho, oyunda bunlar göz önünde tutularak ilgi çekici yollar ile gösterilmek istenmiş.

Warhead’da daimi olarak patlamaya ve aksiyona çok fazla yer ayrılmış, bunu destekleyecek üç yeni silah çeşidi var. Patlayıcılar ve bir bomba atar var, bunlar önceden programlanıp temas üzerine patlayacak şekilde veya uzaktan kumandalı bombalar şeklinde ayarlanabiliyor. Yeni otomatik silahlar da var ayrıca, hafif makineli tüfekler oldukça ilgi çekici şahsen, her zaman için iki SMG alıp aynı anda ikisini birden ateşlemeyi sevmişimdir.

Oyun yapımcıları oyunun başlarından bir bölümü oynayarak gösterdiklerinde (bölümün ismi Ambush) daha ilk dakikada yoğun ve kıvamında bir aksiyon ile karşılaşıldığını görmemek elde değil. Asker taşıyan araçlar dört bir yandan gelip alana donanma askerlerini bırakıyor, jetler sağı solu bombalayarak üzerinizden sağır eden bir sesle geçiyor, telsiz anonslarla dolup taşıyor. Crysis’in ilk bölümü olan Assault gibi düşünün, ama oradaki enerji ve hareket aynı yüksek derecede baştan sona korunmakta. Gürültülü ve telaşlı, ancak yapımcılar Call of Duty tarzında lineer bir oyun yapma çabası içinde değiller bunlarla. Warhead, serinin nanosuit felsefesini devam ettirmekte, ileri teknoloji ürünü zırh ile güçlerinizi, taktiklerinizi ve stratejilerinizi savaşın ortasında değiştirme olanağı aynen devam ediyor. Savaş alanları bu sefer de geniş ve açık, bu da savaşırken önünüze bir çok farklı opsiyonu tercih etme şansı sunuyor. Oyunun temelinde bu sefer de hız, güç ve gizliliği ortak kullanmak yatıyor bir yere kadar.

Warhead, Crysis ile eşzamanlı olarak geçtiğinden ilk oyunda olan çoğu şeyi tekrar görecek olmak sizi şaşırtmayacaktır diye düşünüyorum, mesela tanklar ve helikopterler. Yine de, Warhead birkaç yeni araç içeriyor. Yeni bir zırhlı personel taşıyıcısı var mesela, bir de farklı tipte silahlar ile donanmış çeşitli türleri olan bir ileri keşif aracı var. Dahası da olacağı yönünde bilgiler aldık hem araç hem de silah yönünden ancak gösterilen ufak bölümde görebildiklerim bunlardı.

Yerli ve Crytek firması için Warhead, Crysis’in yeniden piyasaya sürülmesi önemini taşıyor. Crytek programcıları son bir yılı oyun motorunu optimize etmek ve ayarlamakla harcamış, hem performansı hem de görselliği iyileştirmek için. Warhead, yenilik olarak bir partikül sistemi taşıyacak, ve bir de görsel kaliteyi neredeyse performansı hiç etkilemeden yükseltecek olan bir küresel çevre ışıklandırma sistemi olacak. Detay bakımından da gelişmeler var, insanların cildi üzerindeki sivilcelerden tahta plaka üzerindeki çizgilere kadar hem de. Cevat Yerli tüm bunların DirectX 9 ile yapıldığını söylemekte, Vista’ya geçmeyen ve geçmek istemeyenler için sevindirici bir haber. Crysis çıktığından beri neredeyse bir yıl olacak ve bu süre zarfında PC sistemlerinde birçok teknolojik gelişme yaşandı. Vista için Service Pack 1 çıktı ve grafik kartı üreticileri sürücü desteğini geliştirdi. Yeni nesil grafik kartlarından bahsetmiyorum bile. Bu tip şeyler Crysis gibi bir oyun için çok önemli. Bir de son bir yıl içerisinde bir çok oyuncu bilgisayarlarını yeniledi, veya sistem iyileştirmesi yaptı, bu da önemli bir nokta. Crytek ekibi, Crysis, veya Warhead’in sadece pahalı sistemlerde çalışacak bir oyun olduğu imajını yıkmak istiyorlar, hatta bunu kanıtlamak için parçaları tamamen internet üzerinden alınan ve toplamda 652 dolara mal olan bir sistemde yükleyip oynadılar. Performans, grafik seviyesinin yüksekte olmasına rağmen şaşırtıcı bir biçimde akıcı ve temizdi.

Crytek Budapeşte stüdyosu çalışanları, Crysis Warhead’in yapay zeka konusunda daha gelişmiş olacağını, ve daha karmaşık taktik ve önceden kurgulanmış olaylar açısından zengin olacağını vaat ediyorlar. Crytek, Crysis’den bir çok ders almışa benziyor, bunlardan en önemlisi de ne kadar güzel bir oyun yaparsanız yapın, bir yerlerde birileri gidip korsanını alacak ve dağıtacaktır. Cevat Yerli korsan konusunda oldukça hassas, ve Warhead için daha sıkı koruma önlemleri almayı, bir takım fedakarlıklar yapmak pahasına kabul etmişe benziyor. Crytek daha önceden PC’ye özel oyunlar yapmaktan vazgeçtiğini duyurmuştu, Crysis Warhead, firmanın PC’ye özel çıkartacağı son oyun olarak biliniyor ancak asıl kararı Warhead çıktıktan sonra verecekler, bu hususta da Warhead, son şans olarak ortaya çıkacak bir deneme oyunu. Bir de oyun hakkında haberler sızdırıp insanları heyecanlandırmanın ters tepebileceğini görmüş olacaklar ki fazla heyecan uyandırmadan ve bekletmeden, öncesinde de çok heveslendirmeden çıkartacaklar Warhead’i. Crysis Warhead, sonbaharda piyasaya çıkacak. Hep birlikte bu “Crysis Reloaded” sürümü bu sefer nasıl sonuçlanacak göreceğiz.

0 yorum:

Yorum Gönder